× Anasayfa Çalışma Alanları Makaleler İletişim




0553 223 83 90 info@avahmetakyuz.com

Adli Kontrol

Adli Kontrol


Hukukumuza 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile birlikte giren adli kontrol; şüpheli veya sanığın, tutuklama koşullarının var olmasına rağmen; denetim altına alınarak kanunda sayılı bir veya birkaç yükümlülüğe tabi tutulmasıdır. Adli kontrol, tutuklamanın kişinin özgürlüğüne ağır bir müdahale oluşturması nedeniyle, tutuklamaya alternatif olarak oluşturulmuş bir kurumdur. Dolayısıyla adli kontrol kurumu ile artık tutuklama istisnai hale gelmektedir. Buna göre tutuklama, en son çare olarak karşımıza çıkmaktadır.

 

ADLİ KONTROL KARARI VERİLEBİLECEK HALLER

 

Ceza Muhakemesi Kanunu md. 109 uyarınca aşağıdaki hallerde adli kontrol kararı verilebilecektir;

 

  • Tutuklama sebeplerinin varlığı halinde tutuklama yerine adli kontrol kararı verilebilir. (CMK 109/1)
  • Kanunda tutuklama yasağı öngörülen hallerde adli kontrol kararı verilebilir. (CMK 109/2)
  • Kanunlarda öngörülen tutukluluk sürelerinin dolması nedeniyle salıverilenler hakkında adli kontrol kararı verilebilir. (CMK 109/7)

 

ADLİ KONTROL TEDBİRLERİ NELERDİR?

 

Adli kontrol tedbirleri, kanunda sınırlı şekilde sayılmıştır.(CMK 109/3) Bunlar:

 

  • Yurt dışına çıkamamak,
  • Hâkim tarafından belirlenen yerlere, belirtilen süreler içinde düzenli olarak başvurmak,
  • Hâkimin belirttiği merci veya kişilerin çağrılarına ve gerektiğinde meslekî uğraşlarına ilişkin veya eğitime devam konularındaki kontrol tedbirlerine uymak,
  • Her türlü taşıtları veya bunlardan bazılarını kullanamamak ve gerektiğinde kaleme, makbuz karşılığında sürücü belgesini teslim etmek,
  • Özellikle uyuşturucu, uyarıcı veya uçucu maddeler ile alkol bağımlılığından arınmak amacıyla, hastaneye yatmak dahil, tedavi veya muayene tedbirlerine tâbi olmak ve bunları kabul etmek,
  • Şüphelinin parasal durumu göz önünde bulundurularak, miktarı ve bir defada veya birden çok taksitlerle ödeme süreleri, Cumhuriyet savcısının isteği üzerine hâkimce belirlenecek bir güvence miktarını yatırmak,
  • Silâh bulunduramamak veya taşıyamamak, gerektiğinde sahip olunan silâhları makbuz karşılığında adlî emanete teslim etmek,
  • Cumhuriyet savcısının istemi üzerine hâkim tarafından miktarı ve ödeme süresi belirlenecek parayı suç mağdurunun haklarını güvence altına almak üzere aynî veya kişisel güvenceye bağlamak,
  • Aile yükümlülüklerini yerine getireceğine ve adlî kararlar gereğince ödemeye mahkûm edildiği nafakayı düzenli olarak ödeyeceğine dair güvence vermek,
  • Konutunu terk etmemek,
  • Belirli bir yerleşim bölgesini terk etmemek,
  • Belirlenen yer veya bölgelere gitmemektir.

 

ADLİ KONTROL KARARI VERMEYE YETKİLİ MAKAM

 

Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 110. Maddesi uyarınca adli kontrol kararı hem soruşturma aşamasında hem de kovuşturma aşamasında verilebilmektedir:

 

  • Soruşturma aşamasında; şüpheli, Cumhuriyet savcısının istemi ve sulh ceza hâkiminin kararı ile soruşturma evresinin her aşamasında adlî kontrol altına alınabilir. Dolayısıyla Cumhuriyet Savcısının istem olmaksızın; sulh ceza hakimliğince adli kontrol kararı verilemez.

 

  • Kovuşturma aşamasında; sanık hakkında hangi mahkemede yargılama yapılıyor ise adli kontrol kararı vermeye yetkili mahkemede odur.

 

Ayrıca, soruşturma aşamasında hâkim, Cumhuriyet savcısının istemiyle, adlî kontrol uygulamasında şüpheliyi bir veya birden çok yeni yükümlülük altına koyabilir; kontrolun içeriğini oluşturan yükümlülükleri bütünüyle veya kısmen kaldırabilir, değiştirebilir veya şüpheliyi bunlardan bazılarına uymaktan geçici olarak muaf tutabilir.

 

ADLİ KONTROL KARARINA İTİRAZ EDİLMESİ VE KALDIRILMASI

 

Ceza Muhakemesi Kanunu md. 111/2 uyarınca adli kontrol kararlarına karşı itiraz kanun yoluna başvurulabilmektedir. Ancak adli kontrol kararlarına itiraz hususunda, CMK’nın 111. maddesinde, itirazın usulüne ilişkin bir belirleme yapılmadığından, Kanunun 268. maddesi ve devamı hükümleri dikkate alınacaktır. Buna göre, şüpheli/sanık, müdafii, yasal temsilcisi ve eşi öğrenme tarihinde itibaren, yedi gün içinde adli kontrol kararını veren merciye karşı itirazda bulunabilmektedir.

Adli kontrolun kaldırılmasına ilişkin olarak ise; şüpheli veya sanığın istemi üzerine, Cumhuriyet savcısının görüşünü aldıktan sonra hâkim veya mahkeme 110 uncu maddenin ikinci fıkrasına göre beş gün içinde karar verebilir.

 

ADLİ KONTROL TEDBİRLERİNE UYULMAMASI VE SONUÇLARI

 

Adli kontrol tedbiri kapsamında şüpheli veya sanık hakkında uygulanmasına karar verilen yükümlülüklerin yerine getirilmesi gerekmektedir. Bu yükümlülüklerin yerine getirilip getirilmediği denetlenmekte ve yerine getirilmemesi halinde kişiler hakkında yaptırım uygulanmaktadır.

Ceza Muhakemesi Kanunu’nun tedbirlere uymama başlıklı 112. maddesinde adli kontrol hükümlerini isteyerek yerine getirmeyen şüpheli veya sanık hakkında, hükmedilebilecek hapis cezasının süresi ne olursa olsun, yetkili yargı merciince, hemen tutuklama kararı verebileceği hüküm altına alınmıştır. Ancak CMK’nın 112. maddesindeki koşular gerçekleştiğinde dahi, tutuklama kararı verilmesi bir zorunluluk olmayıp; mahkeme dilerse tutuklama kararı yerine adli kontrolün biçimini değiştirebilecek veya aynen devamına da karar verebilecektir.

Bununla birlikte; azami tutukluluk süresinin dolması nedeniyle verilen adli kontrol tedbirinin ihlali hâlinde de tutuklama kararı verilebilmektedir. Ancak, bu durumda tutuklama süresi ağır ceza mahkemesinin görevine giren işlerde dokuz aydan, diğer işlerde iki aydan fazla olamaz. (CMK 112/2)

 

ADLİ KONTROL SÜRESİ HAPİS CEZASINDAN MAHSUP EDİLEBİLİR Mİ?

 

Tutuklulukta geçirilen süre hapis cezasından mahsup edilebilirken; adli kontrol altında geçirilen süre hapis cezasından mahsup edilememektedir. Çünkü adli kontrol, kişisel özgürlüğü sınırlan nedenlerden sayılmamaktadır. Ancak bu durumun tek bir istisnası vardır:

  • Özellikle uyuşturucu, uyarıcı veya uçucu maddeler ile alkol bağımlılığından arınmak amacıyla, hastaneye yatmak dahil, tedavi veya muayene tedbirlerine tâbi olmak ve bunları kabul etmek yükümlüğünün uygulanması halinde; söz konusu adli kontrol süresi cezadan mahsup edilebilmektedir. (CMK 109/6)

 

Avukat Ahmet AKYÜZ / İZMİR

 

 

#Ceza Avukatı   #İzmir Ceza Avukatı  #İzmir Ceza Davası Avukatı  #Gaziemir Avukatı  #Sarnıç Ceza Avukatı  #İzmir Hukuk Bürosu
#İzmir Ceza Hukuku Avukatı #Gaziemir Hukuk Bürosu  #İzmir Ceza Davası  #Ceza Davası Avukatı  #İzmir Avukatı  #HAGB
#Gaziemir Sarnıç Ceza Avukatı  #Menderes Ceza Avukatı  #Adli Kontrol  #Karabağlar Ceza Avukatı  #Ceza Hukuku Avukatı